Vizyon 100 Dijital Ceo, Pandemi Sonrası 5 Yıl Kitabı, 2021, Hülya Hacıoğlu
‘’Insanın tam olarak kendini gerçekleştirmesi ve gerçek mutluluğu yakalaması, başkalarına yardım etmesi başkalarının da mutlu olması, yardımlaşma, dayanışma ve kaynakların paylaşılması ile mümkün olur’’
Covid-19’la birlikte hiç bilmediğimiz alışık olmadığımız bir hayatın içerisinde bulduk kendimizi.
Bir gün önce dünya kendi rutininde dönerken, başka başka planlar yaparken bir gün sonra ülkeler kendi içine kapandı, sınırlar çizildi duvarlar örüldü. Ürünlerin dolaşımı durdu, tedarik zincirleri kırıldı, turizm bitti.
Aynı sokakta aynı evde bile hareketlilik durma noktasına geldi, mesafeler yakınken dahi uzak oldu.
Yaşamak için yaşamdan kopma noktasına gelinen karışık duyguların hakim olduğu bu dönemde insanların da öncelikleri, ihtiyaçları, alışkanlıkları değişti.
Zamanı biraz geriye sardı unuttuğu kaybetmeye başladığı değerleri hatırladı, önce aile, sağlık, çevre dedi. Sonra zamanı ileri sardı direnmekten vaz geçti geleceğin teknolojileri ile tanıştı, geçmişle geleceği birleştirdi.
Bu zorlu sürece; off-line ve on-line hayatı birlikte yaşamaya başlayan, beklentileri bakış açıları değişen, “ben değil biz diyen” yeni insanlar olarak uyum sağlamaya başladı.
Yeni dünyadaki yeni insan, bir taraftan on-line çalışıyor, on-line sosyalleşiyor on-line yaşıyor baş döndürücü bir hızla dijitalleşiyor, diğer taraftan dünyayı çevreyi doğayı daha çok önemsiyor, kendini güvende hissetmek ve sevdiklerine daha çok zaman ayırmak istiyor.
Fiziksel, duygusal, toplumsal ve fayda odaklı olarak iyi yaşam anlayışını benimsiyor, kaynakların paylaşılmasına, yardımlaşma ve dayanışmaya önem veriyor.
Sosyal sorumlulukları üzerinde her zamankinden daha fazla hissediyor, hassaslaşıyor ve hassasiyetlerine aynı ölçüde hassasiyetle karşılık verilmesini, ihtiyaçlarının “üstünlük” seviyesinde karşılanmasını bekliyor, önce İNSAN önce BİZ diyor.
İnsanlık fiziki ve sanalın bir arada olduğu bir dünyada kendini yeniden konumlandırıyor, pazarlar şekilleniyor, oyuncular, ürün ve hizmetler değişiyor ve dünya hızla dijitalleşiyor.
İş yapış şekillerinde yeni modeller ve stratejiler uygulanmaya başlanıyor, hız, çeviklik ve uyumun önemi artıyor, önlemler alınıyor.
Yeni dünya düzeninde ayakta kalmak için devletler ve firmalar, temel ihtiyaç malzemelerinin dolaşımındaki düşüşte yaşanan sorunları tekrar yaşamamak için ar-ge yatırımlarına ağırlık veriyorlar. Kendi hammaddelerini ve ürünlerini üretmeye bir nevi kendi kendilerine yetmeye çalışıyorlar. Süreçten olumlu/olumsuz etkilenen firmalar sektör/ürün kaymalarına yönelmeye devam ediyorlar. Global firmalar üretim yerlerinde değişiklik/çeşitlilik yapmayı düşünüyor, alternatif üretim merkezleri arayışına giriyorlar. Sağlık sektörüne ağırlık veriliyor, gündemde ön sıralara yerleşiyor, tarım her zamankinden daha önemli bir hal alıyor. Ekonomik dengelerdeki inişler/çıkışlar, arz talep arasında yaşanan dengesizlik, istihdam değişimleri ve pazarlarda daralma/açılma dönemleri oluyor. Bu arada Liderlik anlayışı değişiyor, krizi yönetebilen ve yönetemeyen liderlerin ayırımı tam olarak yapılıyor, Liderlik kavramı yeniden tanımlanıyor.
Tüm bunlar yaşanırken teknoloji inanılmaz bir hızla ilerliyor, yapay zeka, sanal gerçeklik, 5G, 3D yazıcılar, quantum bilgisayarlar, siber güvenlik, büyük veri, robotlar, uzaktan eğitim, uzaktan çalışma, uzaktan sosyalleşme bir nevi uzaktan yaşam hayattaki yerini almaya devam ediyor.
Daha teknolojik, daha hızlı daha esnek organizasyonlar yeniden şekillenen dünyada/pazarlarda var olmak için stratejilerini, iş ve iş yapış modellerini; Teknolojik ve Dijital, İnsan Merkezli, İnovasyon Odaklı, Sektör/Ürün Uyumlanmaları ve Glokalleşme olarak belirliyorlar.
Fiziksel dünya/fiziksel yaşam hızla küçülürken, dijital dünya/dijital yaşam da aynı hızla büyüyor, tek tuşa doğru ilerliyor.
Büyüyen dünyada var olmanın yolu da dijitalleşmeden geçiyor.
Sahip olduğumuz kaynaklarımızı en iyi şekilde kullanarak, çalışarak, üreterek eğitimden sağlığa tarımdan sanayiye kültürden turizme kadar hayatın her alanında teknolojiyle barışık dijitalleşerek ihtiyaçları üstünlük seviyesinde karşılanan, her bireyi güçlü ve her bireyi sürdürülebilir iyi yaşayan bir toplum olarak yeni dünya düzeninde hak ettiğimiz yeri almayı diliyorum...
Sevgi ve Saygılarımla,