Duygular Dünyası İhmale Gelmez...
İş hayatında iki dünya vardır. Gerçekler dünyası, duygular dünyası. Gerçekler dünyası ile ilgili bir sorunu çözmek kolaydır. Hammadde bitti, sipariş et gelsin Hülya Hanım:))
Peki ya duygular dünyası. Yeterince takdir edilmediği için kendini kötü hisseden bir çalışan, ya da herkesin önünde yediği fırça nedeniyle aşağılandığını hisseden bir çalışan. Bu sorunları nasıl çözeceğiz. Elbette iyi liderlik ile.
Bir yönetici, kendini ve çalışanları tanıyabilmeli, duygusal zeka hakkında fikir sahibi olmalı ve en önemlisi çalışanının duygular dünyasına nasıl dokunabileceğini az çok düşünmeli. Her çalışanın kişiliği, karakteri, değerleri, yetenekleri vb farklıdır.
Kişi normali genelde kendinden yola çıkarak tanımlar. Dolayısı ile yönetici kendi yapabildiklerini çalışının da yapabilmesini, onun değerleriyle hareket etmesini ister. Oysaki herkesin yapabilecekleri, yetenekleri, algısı, ilgileri, değerleri, kültürü, kırmızı çizgileri farklıdır.
Çok yaygın bir deyiş vardır. “Başkalarına sana davranılmasını istediğin gibi davran.” Yeni liderlik anlayışı artık tamamen değişti. Artık “başkalarına onlara davranılmasını istediği gibi davran”, geçerli bir yaklaşım bence. Bu da neyi beraberinde getiriyor. Çalışanı iyi tanımayı. İyi bir yönetici her bir çalışanını ayrı bir değer olarak görmeli, onu çok iyi tanımalı ve yönetimini ona göre şekillendirmeli. Yani Liderlikte Bahçıvan İlkesi.
Artık duygular dünyasını anlayan, çalışanların kişilikleri ve ihtiyaçları üzerine düşünen şirketler fark yaratıyor. Rekabetin bu kadar keskin olduğu bir ortamda rekabet avantajı çalışanlardan geçiyor.
Haber Radyo Cumhur Kocaoğlu'na Teşekkür ederim, bugünkü molamı verdim:))
Cumhur'a yine bir canlı yayın baskını, güzel bir söyleşi oldu...(Mart 2016)